22 Ocak 2012 Pazar

Bir Zamanlar Anadolu'da: Kasvetli Bir Hikaye

Bir Zamanlar Anadolu'da 12 saatlik bir olay üzerine kurulu ancak olaydan çok insana odaklı bir film. Asıl olarak filmde cereyan eden olayın değil karakterlerin ve toplumda kabuk tutmuş yaraların anlatımını çarpıcı ve alışılagelenden çok farklı biçimde görüyorsunuz. Ağır bir dram izliyorsunuz. Öylesine karanlık, öylesine boğucu ama bir o kadar da gerçekçi ki filmde anlatılmak istenene dikkatle odaklanırsanız aklınızdan uzun süre silinmeyecek mesajlar veriyor. 

Film gece yarısı başlıyor ve bir süre bu şekilde ilerliyor. Bir ara acaba beğenmeyecek miyim diye düşünsem de devamında böyle birşey olmadığını hissetmeye başlarsınız. Özellikle film bittikten sonra yaşananları en ufak detayların ne kadar anlamlı olduklarını anladığınızda bu filmden film bittikten sonra daha da zevk alacaksınız. Kesinlikle düşünmeye sevk ediyor izleyiciyi Nuri Bilge Ceylan. Tabi izleyici olarak çok fazla kendimizi yormayan filmleri tercih ettiğimiz için ilk başta bir kısmınız bu ne böyle diyebilir. Neyin ne olduğunun farkına vardıktan sonra bütün bu düşünceleriniz silinecektir. En başta filmi olaydan ziyade karakterlerin davranışlarına odaklanarak izleyebilirsek çok daha tat alabilirsiniz. 






Film çekim tekniği de kesinlikle çok fark yaratıyor. Çok doğal görüntüleri o kadar güzel yakalamış ki Nuri Bilge Ceylan hayran kalıyorsunuz. Kasvetli hava koşullarını karelere sığdırmak içinde oldukça emek harcanmış görünüyor. Anadolu'nun ücra köşelerinde yaşanan hayat koşulları çok gerçekçi biçimde yansıtılmış kesinlikle kendinizi filmin içinde hissediyorsunuz. Rüzgar, yağmur, şimşek çakması, kasvetli havanın görüntülerinin hem karakterlere mükemmel yansıtıldığını hemde içinize işlediğini görüyorsunuz. Zaman zaman bazı sahnelerde her geçen sahnenin bir fotoğraf karesi dizisi hissi veriyor Bir Zamanlar Anadolu'da. Bu çekimleri izlemek inanılmaz keyif veriyor ve sizi gerilimin filmin içine çekiyor. Dramı çok derinden hissediyorsunuz ama içinizi burkan ve  Nuri Bilge Ceylan  verdiği mesajı onaylayan bir dram bu. 

Spoiler içerir  Film içerisinde hani derler ya şu sahnede çok etkilendim diye burada öyle bişey yok yer yer birçok kez her karakter farklı farklı etkiliyor izleyiciyi. Aslında ilk önce filmde genel olarak iki sahneden bahsetmek doğru olabilir. Araba ilerlerken geçen manda sütünden doğal yada pastörize yapılan yoğurttan hangisinin daha iyi olduğunu tartıştıkları diyalog ile  Nuri Bilge Ceylan  bu filminde fabrikasyon pastörize sütten değil manda sütünden yapıldığını ve ağır, kokulu ve hazmının zor olduğunu ancak damak zevki olanların tadını alabileceği mesajını da vermeden geçmiyor. Ve bir elma sahnesi var ki herhalde yine insana hitap ediyor. Ağaçtan düşen elmanın çürük elmaların içinde onunda gittikçe çürüyeceğini simgeliyor ki bunu film içerisinde karakterlerde çok net görülüyor. Karakterlerinden etkileyici sahneleri yok değildi herbirinin bir drama figürü olduğunu görüyoruz. Polisin sakat çocuğunu sırf görmemek için evden uzak kalmasını, savcının doktora anlattığı hikayenin sonunda yaşadığınız şok, doktorun eşiyle olan durumu ve filmde karşılaştığı kadınlar, şoförlük yapan polisin doyumsuzluğu yersiz hareketleri, muhtarın savcıdan istediği şeyin ironik olması, astsubayın onca iş arasında düşündüğü şeyler ve dahası mevcut Bir Zamanlar Anadolu'da.

Oyunculara gelecek olursak filmin izleyiciye bu kadar doğal gelmesinin en önemli nedenlerinden biri onlar. Yılmaz Erdoğan Komiser Naci rolüyle gayet başarılı iş çıkarmış. Yörenin insanı profili çizen bir karaktere bürünmüş. Muhammet Uzuner Doktor rolüyle geçmişiyle yüzleşen yöreye yabancı biriyken orada bulunan çürük elmaların içinde doğru ile yanlışı karıştırır duruma gelmiş ve bir yanda da vicdanının sesine kulak vermeden duramayan karakterini oldukça iyi yansıtmış. Taner Birsel alkışı hakedecek bir performans sergiliyor. Duygularını öylesine iyi hissetiriyor ki konuşmasına gerek kalmıyor çoğu yerde. Fırat Tanış Katil rolünde öylesine gizemli duruyor ki bakışlarıyla adeta koca sahneyi kurtarıyor. İnanılmaz çok hoş çekimlere imza atıyorlar Nuri Bilge Ceylan ile. Ve diğer oyuncularda işinin hakkını veriyor genel olarak.



Sonuç olarak kesinlikle izlenip irdelenmesi gereken filmlerden biri Bir Zamanlar Anadolu'da. Çünkü verdiği mesajların ve o mesajı verme biçiminin insanda bıraktığı tat çok başka. Ama şunu da söylemeliyim ki herkesin beğenmesini beklediğim filmlerden biri değil benim için. Bu sinemayı ne için nasıl izlediğinizle alakalı bir durum aslında. Ve kişiden kişiye göre değişir. Beğenmek için birçok sebep var. Ve 2011'in en iyi yerli filmi diyebilirim. Umarım daha iyilerini de görürüz. 2010 yılında Oscar En İyi Yabancı Film ödülünü alan The Secret In Their Eyes (Gözlerindeki Sır) filminde kat kat iyi bir film olduğu da kesin bir film Bir Zamanlar Anadolu'da.
   
   Kurgu       :Birbirini çözümleyen karakterlerin kurgusu başarılı
   Senaryo   :Senaryodan çok içinde verdiği mesajlar etkileyici
   Ses            :Tamamen doğal seslerden beslenen sade bir film
   Görüntü   :Hemen hemen her sahnesi bir fotoğraf karesi gibi
   Oyuncu    :Genel olarak büyük çoğunluğu çok iyi oynadılar
   Yönetmen:Başarıda en büyük pay onun


 Puan:
  (8.2) ==> "★"  İMDb:(8.4)



     FRAGMAN

0 yorum:

Yorum Gönder

Newer Posts Older Posts

Paylaşım Butonları

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...