15 Şubat 2012 Çarşamba

The Help - Duyguların Rengi : Bastırılmış Duygular


The Help, Oscar Adaylarından dikkat çeken filmlerden. The Help bir dönem filmi olarak karşımıza çıkıyor. Bu dönem özellikle 1960'lar Amerikasının profilini yansıtıyor. Ana tema Afro-Amerikalıların beyazlar tarafından toplumdan dışlanması, toplumda kurulan kast sistemi. Aslına bakarsanız bu konular her zaman dikkat çekici olmuştur, izleyicinin damarına basar ve etkiler. Konuyu ele almak başlı başına 1-0 önde başlatır filmi. Asıl fark konunun işleniş biçimi ile yakalanır. Bu tip filmlerin değerlendirmesini bu şekilde yapmak daha doğru olacak gibi duruyor.


The Help konusu itibari ile ırkçılık üzerine işlenmiş siyahın üzerine renklerin serpiştirildiği bir hikaye. Aslında bu filmde siyah rengi beyazlar temsil ederken toplumdan yozlaştırılmış siyahi insanları ise filmdeki renkler olarak görebiliriz. Onların hayatlarında yaşadıkları dramın içerisine yerleştirilen renkli karakterleri filme sıcaklık katıyor. Bu noktada onlara yapılan zulmü daha fazla hissediyorsunuz ve sizi etkilemeyi başarıyor. Senaryonun sıradan olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Ancak çizilen karakterlerin sivriliği filmi dikkat çekici kılıyor. Kimi zaman ne kadar bunlar mı yaşanmış desenizde filmi izlettiren bu sivri karakterler olacaktır izleyenlere. 
Spoiler içerir ==> Hikaye siyahi hizmetçilerin beyazlar tarafından deyim yerindeyse köle gibi çalıştırmaktadırlar. Onları hor görmekte yemek yedikleri kaşıktan tutun kullandıkları tuvalete kadar her şeyi ayrı tutmaktadırlar. Ev sahibeleri ise genelde sosyeteden insanlardır. Ve arkadaş toplantıları kutlamalar hiç bitmez. Bu süreçte dünyaya getirdiği çocuklarını da yardımcıları büyütür yine. Bu toplumda yerleşmiş bir durumdur. Bir nevi dadı geleneği. Ancak yaşadıkları bu hayat tarzı izleyicinin en baştan sinirlerini bozacak cinstendir. Ancak aralarından bu durumu kabullenemeyen elbet biri çıkacaktır. Bu kişi gazetecilik hayaliyle yaşayan ve yardımcıların bulunduğu durumu onların gözünden yansıtmak isteyen vicdanlı bir insandır. Ve bunun üzerine hikaye gelişmeye başlar bundan sonrası bir mücadeleye dönüşür. Düşünce özgürlüğünün çok düşük olduğu bir ortamda bunları yansıtmak hiç kolay olmayacaktır. Gel gelelim bundan sonrasını izlemek size düşer daha fazlasını anlatmak film adına tat bırakmayacaktır.
Irkçılığın net olarak yansıtıldığı hikaye sizi hayatınızda ki ön yargıların zararlarına yönelik de sorgulama yapmanıza sevk edecektir. Nitekim insanları renk, dil, din, köken gibi özellikleri yüzünden yargılamak hor görmek onlarla iletişime geçmeden bir neticeye varmak ne kadar büyük bir hata bunları hissedebiliyorsunuz. Öyle ki hiç beklemediğiniz insanlar ile neler kaçırdığınızın farkına varamayabilirsiniz. Ayrıca ne kadar ayrı olursanız olun kimsenin kimseyi hor görmeye, zulüm etmeye hakkının olmadığına dair de mesajlara ulaşabilirsiniz. Benim açımdan bu film bunu sadece renk değil hayatımızda birçok kez ön yargılarımız yüzünden yaptıklarımızın ne kadar yanlış olduğunu anlamamız gerektiğini de anlatmaktadır.
Oyunculukların genel olarak oldukça iyi olduğunu söylemek mümkün özellikle siyahi oyuncular Viola Davis ve Octavia Spencer dikkat çekiyor. Bunun yanında kötü kadınımız gerçekten kendinden nefret ettirmeyi başarıyor. Bu kişi ise Hilly karakteri ile karşımıza çıkan Bryce Dallas Howard. Emma Stone'un oynadığı Skeeter karakteri bazen olaylara karşı kaldığı sessizlik ile sizi sinir etse de (tabi bu konuda senaryonun sorunu olduğu da düşünülebilir) vasatı aşan bir oyunculuk sergiliyor.


Filmi görüntü yönünden değerlendirecek olursak sizi o döneme götürmeyi başaran bir film ile karşı karşıyayız. Kıyafetleri, mekanları ve kullandığı araçları ile kesinlikle hissediyorsunuz bunu. Zaten kısıtlı bir alanda çekilen filmin bu konuda fazla sıkıntı yaşadığını düşünemeyiz. Yinede başarılı sayabiliriz. Müzikler ise öyle inanılmaz bir şey ile karşılaşmayacaksınız. Yine de sizi rahatsız edecek bir şey de yok.


Sonuç olarak yüreğinize işleyecek bir hikayesi olan film arıyorsanız The Help son zamanlardaki filmler içerisinden biçilmiş kaftan olarak görülebilir. Bu filmi beğenmeme ihtimaliniz oldukça az. Dram türünü sevenler zaman zaman da gülümsemek isteyenler bu filmi rahatlıkla izleyebilir. Evet eksik kalmış yönleri, ve aşırı sivri karakterleri var ancak bunlar filme çok büyük olumsuzluklar katabilmiş değil. Benim içinde klişe senaryosuna rağmen önemli filmler arasında yer alacaktır.


Puan:
(8.0) ==> "★★★★★★★★☆☆IMDb:(8.0)
 Fragman

0 yorum:

Yorum Gönder

Newer Posts Older Posts

Paylaşım Butonları

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...