Filmleri ile Türk sinemasında farklı bir yere sahip olmayı başarmış yönetmen Onur Ünlü'nün son filmi Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi yönetmenin önceki yapımlarında ki üslubunu koruduğunu gösteriyor. Leyla ile Mecnun dizisi ile büyük bir ün yakalayan yönetmen aslına bakılırsa daha önce Polis, Çocuk, Güneşin Oğlu ve Beş Şehir filmlerini izleyici ile buluşturmuştu. Kimilerinin bayıldığı kimilerinin ise anlam veremediği bir üsluba sahip yönetmen bu filmiyle insanın doğasına yönelik eleştirilerini kara mizahı kullanarak oldukça güzel bir şekilde yansıtıyor. Bu filmde daha çok Güneşin Oğlu filminin ve Leyla ile Mecnun dizisinin yansımaları görülüyor.
Absürd komedinin ve kara mizahın yönetmenliğini yaptığı yapımlarda ağır bastığı Onur Ünlü bu kara mizah ağırlıklı bir film ile karşımıza çıkıyor. Celal Tan ve Ailesine derinlemesine bir analiz yapan film her bir karakterin iç dünyasına yönelik kareler çekiyor. Her karakterin gel-git yaşayan davranışlarının, insanoğlunun çevirdiği dolapların, menfaat dünyasının kimi zaman gerçeklerle kimi zaman aşırı karikatürize edilmiş karakterlerle kimi zamanda abartılı sahnelerle izleyicinin suratına vuruyor. Bu tarz filmleri ister sevin ister sevmeyin kesinlikle farklı bir film izleyeceğiniz kesin.
Film önemli bir hukukçu olan Celal Tan'ın bir cinayete karışması ve buna ailesinin istemeden ve görünmeden şahit olması üzerine gelişen olaylar ile mesajlarını vermeye başlıyor. Bir hukuk adamının kendi işlediği suçu gizleme çabası dahası bunu masum insanların üzerine atma çabası. Bunun yanında ailesinin bu olaylar karşısında susması aslında onlarında kendi çaplarında yaşadıkları entrikalar karakterlerinin yansıması. Bu yansımalar çarpık ilişkilere, ekonomik çıkarlara, sömürüye dair mesajlar verilerek ortaya çıkıyor. İnsanın nefsine olan zaafı ise ayrı bir pencere de değerlendiriliyor. Suçlunun azat edilmesi suçluyu arayanın ise suçlu edilmesi, insanoğlunun ömür boyunca yapması gerekenleri son nefesine doğru hatırlaması, geçmişe dair yaşanan tatsızlıkların yine kirli bir şekilde kapatılması, ailenin imajının zedelenmemesi için insanlığın, namuslu birey olmanın doğruyu yapmanın unutulduğu, elalem ne der düşüncesinin insanları nerelere sürüklediği ve gerçek hayatta da örneklerine bolca rastladığımız bu davranışların ne kadar yanlış olduğunu güzel bir üslup ile anlatıyor Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi.
Gelişen olaylar dizisi içerisinde bazı sahnelerin çok soğuk kalması, birkaç karakterin çok fazla abartılı bir yapıya büründürülmesi film içerisine göze batan yanlar olarak görülebilir. Shakespeare’in ‘İnsan insandır’ sözüne ithafen oluşturduğu hikaye ise hemen hemen hiç kopukluk yaşamıyor. Zaten olaylar dizisinden çok karakterlere odaklanan bir yapısı var filmin. Ünlü’nün deyimiyle ‘Devletin önerdiği ortalama aile yapısının karanlık yanları, ailenin içine düştüğü pespaye durum ve aile fikrinin zorlayıcılığı, inandırıcılıktan uzak olmasıyla ilgili” bir film bu. Toplumsal kavramların baskısının, insanlara atfedilen kimliklerin, insanların aydınlık yüzlerinin arkasında yatan karanlık noktalarının ne kadar tehlikeli olduğunu hissedebilirsiniz. Bunu zaten kendi yaşamlarımızda tecrübelerimizle birlikte de gözlerimizi ne kadar kapatsak da görüyoruz. Hayatın gerçeklerine ve insana dair bir film Celal Tan ve Ailesinin Acıklı Hikayesi.
İç mekan çekimleri İstanbul'da dış mekan çekimleri ise Eskişehir'de yapılan film belki de karakter odaklı olduğundan doğal güzelliklerden çok fazla yararlanmıyor. Belki de karakterlere olan ilginin kaybolmasını önlemek istiyor yönetmen. Bu filmin verdiği mesajlar açısından değerlendirmek gerekirse mükemmel olduğunu söylemek mümkün ancak görüntü ses teknik açısından çok fazla zenginlik katmaması yanlızca üslubu ile fark yaratması nedeniyle notunu mükemmellikten uzaklaştırıyor.
Kayıtlar
0 yorum:
Yorum Gönder